Çocuklarda İşeme Bozuklukları
Çocuklarda İşeme Bozuklukları
Türk Nefroloji Diyaliz ve Transplantasyon Dergisi I Official Journal of the Turkish Society of Nephrology 2003; 12 (3) 122-126
İşeme bozuklukları çocukluk çağında Çocuk üroloji polikliniklerine başvuran çocukların birçoğunda saptanan bir durumdur. İdrarın biriktirilebilmesi ve uygun bir ortam sağlandığında boşaltılabilmesi beyin, omurilik ve mesane (idrar kesesi) arasındaki sinirsel yolların uyumlu çalışması ve gelişimini tamamlaması ile olmaktadır. Yaşamın ilk 4 yılında önemli aşamalarla sinirsel gelişim ile kas-sinir koordinasyonu tamamlanmaktadır. Yeni doğan bebekler günde yaklaşık 20 kez kontrol edilemeyen mesane kasılmaları ile idrarını yapar. Süt çocukluğu döneminde idrar tutma kasları ile beyin-omurilik sinirsel iletim uyumu sağlanmaya başlayarak işeme sıklığı azalır. 1-2 yaş arası dönemde mesane doluluğunun algılanması, istemli işemenin başlatılması gerçekleşir. 2-4 yaş arasında yeterli idrar tutucu kasların (sfinkter) kontrolü ile birlikte idrarın biriktirilebilmesi ve işemenin ertelenebilmesi yetisi kazanılır. 4 yaşından sonra ise normal olarak gerçekleşmektedir.
Bireysel ve kültürel değişkenlikler gözlenebilmekle birlikte sırası ile gece barsak kontrolü, gündüz barsak kontrolü, gündüz işeme kontrolü ve gece işeme kontrolü gerçekleşmektedir. Tuvalet eğitiminin tamamlanma oranlan 2 yaşında % 25, 2.5 yaşında % 85 ve 3 yaşında % 98 olarak bildirilmektedir.
İşeme bozuklukları, altta yatan belirgin bir hastalık olsun veya olmasın, ani sıkışma, idrar tutamama, zayıf idrar yapma, sık idrara çıkma ve gece idrar kaçırma, gülerken idrar kaçırma, idrar yolu enfeksiyonları da dahil, alt idrar yolu semptomlarıyla kendini gösteren bir durumdur.
Tüm işeme bozuklukları için tek bir neden yoktur. Bir kısmında da hiçbir neden bulunamamaktadır. İşeme bozukluğu nörojenik (serebral palsi, meningomiyelosel, gergin kord, spinal tümör, transvers miyelit, spinal travma gibi) ya da non-nörojenik (fonksiyonel) olabilir. Fonksiyonel olduğunu göstermek için organik tüm nedenlerin dışlanması gerekir.
Herhangi bir nörolojik ya da anatomik bulgu olmadığında, işeme bozukluklarındaki işeme paternlerinin genellikle davranışlarla ilgili olduğu düşünülmektedir. Bu davranışsal problemler, tuvalet eğitimi ve/veya kişisel stresler sırasında gelişen olumsuz olaylar nedeniyle gelişebilir. Çok erken ya da geç yaşta tuvalet eğitimine başlanması, bu sırada eşlik eden stresler işeme bozukluğunun gelişimini tetiklemektedir.
Tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonları (İYE), kabızlık gibi nedenlerle oluşan ağrılı işeme sonucu çocukta oluşan korku, dış sfinkterin kasılmasına ve kontrol altına alınmayan idrar torbası kasılmalarının oluşmasına yol açar. Seyrek işeme ile idrar torbası kapasitesinin artmasıyla yine işeme bozukluğu bulguları oluşur.
Özellikle ani gelişen işeme bozukluğu olan kızlarda bir neden bulunamadığında cinsel istismar mutlaka düşünülmelidir.
Dikkat eksikliği olan çocuklarda, idrar kaçırma kabızlık ve diğer işeme semptomlarının daha yüksek oranlarda görüldüğü tespit edilmiştir.
Ref. Türk Nefroloji Diyaliz ve Transplantasyon Dergisi I Official Journal of the Turkish Society of Nephrology 2003; 12 (3) 122-126